Yeryüzünde yaşayan her türlü canlının yaşamını devam ettirebilmesini sağlamak için gereken en önemlisi unsur hiç şüphesiz ki su ve havadır. Mikrobiyoloji kirlilik; içme suyu da dahil olmak üzere birbirinden farklı su kaynaklarında yaygın şekilde ortaya çıkan parazit, virüs ve bakteri gibi mikroorganizmaların istenmeyen şekilde çoğalmasına neden olan olumsuz bir durumdur. Söz konusu olan bu kirlenme, özellikle suyun direkt olarak tüketimi ya da bu suyla hazırlanan gıdaların yenmesi gibi yollarla insan vücuduna giren zararlı etmenleri ifade eder.
Günümüz şartlarında birçok insan farkında olmadan mikrobiyolojik kirlilik içeren suları tüketerek sağlık açısından risk altına girer. Özellikle çocuklar, hamileler, yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf olan bireyler; kirlenmiş su tüketimi sonrasında çok daha ciddi etkilerle karşı karşıya kalabilir. Bu yüzden mikrobiyolojik kirlenmenin tam olarak ne olduğunu anlamak, kaynakları öğrenmek ve koruma yöntemlerini bilmek hayati önem arz eder.
Su kaynaklarında mikrobiyolojik kirlilik söz konusu olduğunda, bu konuda temel olarak gözle görülmesi mümkün olmayan ya da çok küçük boyutlu organizmalardan bahsedilir. Bunlar virüs, bakteri, mantar ve parazit gibi farklı gruplarda ifade edilir. Aynı zamanda bazı kimyasallar ve sentetik bileşikler ise bu kapsamda değerlendirilebilir. Çünkü organizmaların metabolizması bozularak bu anlamda dolaylı olarak tehlike arz edebilirler. Her bir grubun ise kendi içerisinde farklı özellikleri ve insan sağlığı üzerinde farklı etkileri vardır.
Suya bulaşma riski taşıyan bu mikroorganizmalar, farklı sebeplerden kaynaklı insan vücuduna geçer. Örnek vermek gerekirse; insanların ya da hayvanların dışkıları ile karışan suların evsel olarak kullanılmaya devam edilmesi durumunda endüstriyel atıkların arıtma ve filtrasyon süreçlerinden geçmeden doğaya salınması gibi etkenler mikrobiyolojik kirlenmeyi tetikler. Bu kirleticiler hakkında bilgi sahibi olmak ve nitelikli mikrobiyolojik test yöntemlerini değerlendirmek son derece önemlidir.
Mikrobiyolojik analizler; çeşitli ürünlerin ham maddelerinin, ambalajlarının, ekipman ve personel odalarının kontrollerini içine alır. Ürünlerin herhangi bir patolojik mikroorganizma içermemesi için her türlü mikrobiyolojik kontrol yapılmalıdır. Ayrıca her türlü kontaminasyon riski detaylı şekilde kontrol edilmelidir.
Mikrobiyolojik kontrol testi özellikle kozmetik ürünler için zorunlu kabul edilen analizlerdir. Kozmetik ürünlerde kesinlikle bulunmaması gereken bazı mikroorganizmalar, farklı bakterilerin ortaya çıkmasına sebep olur. Kozmetik ürünler olarak hayatın her alanında kullanılan deodorantlar, makyaj malzemeleri, parfümler gibi ürünleri içine alır. Özellikle insan cildine direkt olarak temas eden ürünler kozmetik malzemeleri için önemli nokta ise mikroorganizma yüküdür. Kozmetik Ürünlerin Mikrobiyolojik Kontrolüne İlişkin Kılavuz dikkate alınarak, bu kozmetik ürünlerde laboratuvar çalışmalarının yapılması zorunlu kılınmıştır. Ayrıca Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan söz konusu bu kılavuz kapsamında kozmetik ürünleri üreten firmalar İyi Üretim Uygulamaları Kılavuzuna uygun şekilde üretim yapmakla yükümlüdür.
Belli yüzeylerde yer alan mikrobiyolojik varlığını ve oranını belirlemek amacıyla uygulanan çalışmaları ifade eder. bu çalışmalar kapsamında farklı sektörlerde aktif çalışma ortamının hijyen ve mikrobiyolojik açıdan temiz olmasını sağlamak hakkında bilgi sahibi olmalıdır. Mikroorganizmaların hijyenik şartlar altında ve sağlık güvenliği açısından risk teşkil edip etmediğini tespit etmek kolaylaşır. Yüzeyde yer alan mikrobiyolojik analizler şu şekilde belirlenir:
İçecek ve gıda sektörü: Gıda üretim tesisleri söz konusu olduğunda hijyenin etkin şekilde sağlanması ve mikroorganizmaların yayılmasının önüne geçmek için yüzeyde yer akan mikrobiyolojik analizler sıklıkla yapılmak zorundadır. Ayrıca gıda işleme ekipmanları, taşıma araçları, üretim alanları ve depolama ortamı gibi noktalar mutlaka düzenli olarak test edilmelidir,
Sağlık sektörü: Klinikler, hastaneler ve laboratuvarlar gibi aktif şekilde sağlık hizmeti veren yerlerde, yüzeyde yer alan mikrobiyolojik kontaminasyon çok ciddi bir risk teşkil eder. Hasta yatakları, cerrahi odalar, tıbbı ekipmanlar, ilaç hazırlama alanları ve yoğun bakım üniteleri gibi alanlarda düzenli şekilde mikrobiyolojik testler gerçekleştirilir,
İlaç üretim sektörü: İlaç üretiminin steril şekilde yapılması gerektiği için, üretim tesislerinde yüzeylerde oluşan mikrobiyolojik kirlenmeyi belirlemek için sık şekilde mikrobiyoloji risk değerlendirmesi gerçekleştirilir. Üretim ekipmanları, depolama alanları, taşıma sistemlerinde bu test aktif şekilde yapılır. Mikrobiyoloji kalite kontrolleri yapılmadığı takdirde bu sorun ilaçların etkinliğini ve güvenliğini etkileyebilir,
Kozmetik sektörü: Kozmetik üretim tesislerinde ise özellikle makyaj malzemeleri, cilt bakım ürünleri ve parfüm üretimi sırasında ortamın ve yüzeylerin mikrobiyolojik açıdan yükü önem arz eder. Yüzeylerde yer alan mikroorganizmaların varlığı, ürünlere dair kalite ve güvenlik standartları açısından büyük bir risk teşkil eder,
Hijyen ve temizlik sektörü: Temizlik malzemesi üreten şirketler, yüzeylerde yer alan mikroorganizmaların varlığını tespit etmek için düzenli olarak analizler gerçekleştirmelidir. Aynı zamanda restoran, otel, ofis binaları gibi alanlarda hijyen standartlarının koruma altına alınabilmesi için yüzeylerin mikrobiyolojik yüzü analiz edilmelidir,
Ambalaj sektörü: Ambalaj malzemelerinin üretiminin yapıldığı ya da depolandığı alanlarda mikrobiyolojik testler önemli konumda yer alır. Mikrobiyolojik anlamda kirlenme söz konusu olduğunda ilaç paketleme ve gıda ambalajlama alanlarında büyük riskler ortaya çıkabilir.
Mikrobiyolojik kirlilik tespiti için kullanılan test yöntemleri; tercih edilen firma kalitesine bağlı olarak değişiklik gösterir. Bu noktada doğru analiz firmasının tercih edilmesi son derece önemlidir. Mikrobiyolojik analizler; mikroorganizmaların tespit edilmesi, tanımlanması ve sayımı için kimyasal, biyolojik ve biyokimyasal yöntemlerin kullanılmasını içine alır. Genel olarak hastalık ve bozulmaya sebep olabilecek mikroorganizmalar tespit edilmesi amacıyla kullanılır.
Bu mikroorganizmalar; en yaygın şekilde mikrobiyal kültürler, enzim bağlantılı immünorsorbest testleri gibi immünolojik test yöntemleri gibi teknolojiler kullanılarak incelenebilir. Bu mikrobiyal kültürler, mikroorganizmaları kontrollü şekilde laboratuvar koşulları altında, katı ya da sıvı olabilen belli kültür ortamında büyütmenin bir yolu olarak dikkat çeker. Ayrıca bu kültürler mikroorganizmaların türünü, test gerçekleştirilen numune oranını ve antimikrobiyal ajanlara karşı duyarlılık seviyesini belirlemek için kullanılır. Günümüzde gıda, tıp, tarım, kimya ve biyoteknoloji endüstrilerinde birçok farklı mikrobiyoloji uygulamasının söz konusu olduğu ifade edilebilir.
Kozmetik ürünlerde uygulanan mikrobiyolojik testleri, özellikle bu ürünlerin güvenliği kapsamında gerçekleştiren çok önemli bir uygulamadır. Ürünleri normal kullanım şartları dâhilinde kontaminasyon riski açısından incelemeye tabi tutarken, hammadde ve bileşenlerin sonuç olarak elde edilen ürünlerin güvenliği ya da etkinliğini değerlendirmek açısında yardımcı olmak adına birçok mikrobiyolojik test işlemi gerçekleştirilir. Dolayısıyla Kozmetik Mikrobiyoloji Testi, bu ürünlerin ürün güvenliği ve uyumluluğunu sağlamak açısından önemi çok büyüktür. Üretici firmalar zarar veren bakteri ya da diğer farklı hastalıklara sebep olan organizmalar olabilecek mikroorganizmaların yer almaması gibi tüketici kullanımı için kozmetik ürünlerin güvenliğini sağlamaktan sorumlu tutulur. Ayrıca kozmetik ürünlerin steril olması gerekmez. Ancak zarar veren mikrobiyal kontaminasyonla ilgilenilecek kadar güçlü bir koruyucu sisteme sahip olması şarttır. Bir kozmetik ürünün Pazar ortamına girebilmesi için kozmetik mikrobiyolojik testi, raf ömrü testi, koruyucu etkinlik testi ve genel mikrobiyal tanımlama işlemi mutlaka yapılmalıdır.
Kozmetik ürünler direkt olarak insan cildine temas ettiği için, mikroorganizmaların bu ürünlerde yer alması çok ciddi sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına neden olabilir. Özellikle hassas cilde sahip olan kişiler, bu etkenlerden çok daha çabuk etkilenebilir. Mikrobiyolojik testler ise böyle sağlık sorunlarını ortadan kaldırmak için büyük bir öneme sahiptir. Kozmetik ürünlerde güvenliğin etkili şekilde sağlanması için sadece ürün içeriklerinin kimyasal yapısı değil, aynı zamanda mikroorganizmalara karşı koruma sağlayabilecek kadar hijyenik ve steril olmasını da sağlamak gerekir. Söz konusu olan bu mikroorganizmalar, kozmetik ürünlerde çok hızlı şekilde üreme yapabilir ve insan sağlığı açısından büyük bir risk teşkil eder. Bu yüzden mikrobiyolojik testler, kozmetik ürünlerin hem etkinliğini hem de güvenliğini sağlamak açısından olmazsa olmazdır.
Bu testler bakteri, virüs ve mantar üremesine engel olurken, kullanılan ürünün etkinliğini ve güvenliğini sağlamak açısından da önemlidir. Kozmetik ürünlerin raf ömrünü uzatarak ürünlerin içeriğinde yer alan koruyucuların etkinliğini belirlemek bu sayede mümkün olabilir. Kozmetikte mikrobiyolojik kontaminasyon için doğru analiz firmasının tercih edilmesi de önemli detaylardan biridir. Saniteri mikrobiyolojik kirlilik konusunda risk değerlendirmesi yaparken yüksek kalitede hizmet veren nitelikli bir firma olarak karşınıza çıkar. Uzun süredir analiz konusunda her türlü ihtiyaca kısa süre içerisinde yanıt veren firmamızın alanında uzman ekibi için öncelikli olan doğru analiz sonuçlarına kısa süre içerisinde ulaşmasını sağlamaktır. Sizde mikrobiyolojik test yöntemlerinde Saniter kalitesini deneyimlemek istediğinizde hemen web sitemizi ziyaret edebilir ve uzman ekibimizle irtibat kurabilirsiniz.